21 Ekim 2009 Çarşamba

Musibete şikayet mi, gülmek mi?

Bir zaman, bir padişahın müptelâ olduğu bir hastalığın ilâcı, bir çocuğun kanı imiş. O çocuğun pederi, çocuğu, hâkimin fetvasıyla bir para mukabilinde padişaha vermiş. Çocuk, mecliste ağlamak ve şekvâ yerine gülmüş. Sormuşlar:

"Neden istimdad etmiyorsun, şikâyet etmiyorsun, gülüyorsun?"

Demiş ki:

"İnsan, musibete giriftar olduğu vakit, evvel pederine, sonra hâkime, sonra padişaha şekva (şikayet) eder.

Benim pederim, beni kesilmek için satıyor.

İşte, hâkim de ölmekliğime karar veriyor.

İşte, padişah benim kanımı istiyor.

Bu antika ve pek garip ve şekli çok çirkin ve hiç görülmemiş bu hale karşı, ancak gülmekle mukabele edilir (karşılanır)."

Hiç yorum yok: