23 Ekim 2009 Cuma

Ekonomik krizin etkisini azaltmak için : Domuz Gribi

Deli Dana, Kuş Gribi, Kene ve şimdi de Domuz Gribi…
Her seneye başka bir virüs!
Sanki hepsi özel olarak üretilmiş biyolojik bir silah gibi!

Peki, Biyolojik Savaş nedir? Önce çok kısa olarak bu konuya değinelim. Ardından da Türkiye’ye de uğrayan Domuz gribi virüsünü tanıyalım…

İnsan, evcil hayvan ve faydalı bitkilerde ölüm veya zarar meydana getirmek amacıyla mikroorganizmaların veya bunların toksinlerinin (zehirlerinin) kasten kullanılmasına biyolojik savaş adı veriliyor. Bu maksatla kullanılan biyolojik silahların üretimleri kolay ve ucuz, depolama ve dış şartları ise dayanıklı oluyor. Teşhis ve tedavileri ise güç olup, çok zaman alıyor.
Biyolojik savaşa karşı savunma yapmak içinse her ülkede iyi eğitilmiş personel, çok etkili haber alma birimleri, tespit, teşhis araç ve gereçleri, etkili koruyucu malzeme ve çabuk ve etkili bir biçimde organize olan Sağlık, Sivil Savunma ve İtfaiye teşkilatlarına gerek bulunuyor.

Üzülerek söylemek gerekirse ülkemiz Biyolojik Savaş karşısında gerekli donanıma sahip değil!
---------------------
Domuz Gribi, Endişeler, Aşı ve Türkiye…

Amerika kıtasından sonra Avrupa'ya ve ülkemize sıçrayan virüs yaklaşık 6 ay önce Meksika’da ortaya çıktı ve halk arasında domuz gribi olarak adlandırıldı. A tipi H1N1 virüsü, kısa sürede 74 ülkeye yayıldı. İnsanları, kuşları ve domuzları etkileyen bir genetik özelliğe sahip... Bireyde solunum yolu hastalığı olarak kendini gösteriyor. Domuz gribi enfeksiyonu genellikle enfekte olmuş domuzlardan alınıyor, yakın temas, öksürmek ve hapşırmak suretiyle de insandan insana bulaşıyor. Şiddeti hafiften ağıra değişebiliyor. Ağır vakalarda pnömoni, solunum yetmezliği ve bazen de ölüm görülebiliyor.
Bazı ilaçların kullanımı domuz gribinin önlenmesinde tavsiye ediliyor. Son olarak da beklenen aşı piyasaya sürüldü.
Büyük ilaç şirketleri ise yaşadı. Şirketler şimdiye kadar 1,5 milyar dolarlık aşı sattıklarını ve milyarlarca dolarlık aşı bağlantısı yaptıklarını, salgınların bu miktarı misliyle artıracağını belirtiyor.
Ancak domuz gribi aşısı olup kansere yakalanma riski olduğu iddiası ise oldukça ürkütücü bir boyutta karşımıza çıkıyor…
Bu iddiayı gündeme getiren Avrupa Konseyi Sağlık Komitesi Başkanı ve Alman Meclisi Sağlık Komisyonu üyesi, dâhiliye uzmanı Dr. Wolfgang Wodarg, domuz gribi pandemisi korkusunun bir mizansen olduğunu düşünüyor.
“Bu, ilaç endüstrisinin dev bir işi" ifadesini kullanan Wodarg, Domuz gribinin diğer grip salgınlarından farklı olmadığını ve grip dalgalarındaki vaka sayısıyla kıyaslanırsa bunun "devede kulak" kalacağı görüşünü de savunuyor.
Rusya basınına açıklamada bulunan Politolog Sergey Markelov ise Meksika'da ve Latin Amerika'da bulunan gizli laboratuarlarda virüsün geliştirildiğini ve biyolojik savaşın bir parçası olduğunu söylüyor.
Domuz gribinin ekonomik krizin etkisini azaltmak için geliştirilen enformasyon savaşının da bir kolu olabileceğine dikkat çeken uzmanın, “Kuş gribinin de ilk kez Çin'de ortaya çıkmasını düşünmek gerekiyor” ifadeleri de dikkat çekiyor.

75 yaşındaki virüs uzmanı Avustralyalı bilim adamı Adrian Gibbs ise domuz gribi virüsünün bir laboratuar ortamından çıkmış olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyleyen diğer bir isim…

Dünyada büyük endişeye ve kuşkulara neden olan domuz gribi Türkiye’de de korku oluşturdu.
Ankara, İstanbul, Diyarbakır ve diğer illerde domuz gribinin bir anda ortaya çıkması bir tesadüf mü yoksa Türkiye virüsün deneme sahası olarak mı kullanılmak isteniyor?

İşte bu soru kafaları karıştırıyor!

Böyle bir tehlike varken dev bütçeler hazırlanıp, büyük aşı kampanyaları düzenlenmesi çok can sıkıcı…

Çünkü BM Cenevre Sözleşmesi ile Biyolojik ve Kimyasal Silahların insanlar üzerinde kullanılması her ne kadar yasak olsa da kim takar bu yasağı!

Ülkeleri işgal edip kimyasal silah kullanarak savaş suçu işleyenler değil midir biyolojik savaş yöntemini de kullananlar?

Hem mikrobu üretip hem de aşısını bulup satanlar yine bunlar değil midir?

Tüm bu iddialar varken Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a sormak isterim…

İlk kez bizim ülkemizde kullanılan Domuz Gribi Aşısı’na biz nasıl güvenelim?

Hiç yorum yok: